6 Tem 2012

1903'ten Günümüze



Yazımızın başlığına ilk okuduğunuzda muhtemelen Beşiktaş spor kulübüyle  ilgili bir yazı olduğunu sandınız ancak konumuz bu değil. Bu sefer, 1903'te başlamış bir spor etkinliğinden bahsetmek istiyorum. Aslında ülkemizde pek bilinmeyen yada daha doğru bir tabirle takip edilmeyen bir organizasyon "Fransa Bisiklet Turu" (Fransızca: Tour dé France) 110 yıllık bu büyük spor organizasyonunu biraz olsun anlatmaya çalışacağım.

İlk başladığında, sadece Fransa içerisinde tamamlanan yarış, günümüzde sponsor desteği ve yayın gelirleri sayesinde artan ilgiyle birlikte İtalya, İsviçre gibi diğer iki ülkeyi de kapsayacak şekilde genişletilmiştir. Özellikle televizyon yayınları sayesinde seyir keyfi son derece yüksek bir spor organizasyonu olmuştur.


Organizasyon Logosu
 Yarışmanın etapları ve yarış rotaları her yıl organizasyon komitesi tarafından belirlenir. Bu yıl yaklaşık 22 etap üzerinden 3.500 Km.'lik bir toplam yarış belirlenmiştir. Tahmini bitiş süresi 21-22 gün olarak kabul edilmektedir. 20 takım, 9 ülke ve 180 yarışçı bu yıl ki organizasyona katılıyor. Rekabetin yine üst sıralarda olacağı tahmin edilen bu yarışın, kendisine has bazı kuralları vardır. 


Bunlardan en çok bilineni ise genel klasmanda birinci olan sporcu sarı renk mayo giyer. Geçen yıl şampiyon olan sporcu, ilk etapta sarı mayoyu giyerek yarışmaya başlar.  Bunun dışında etap birincisi yeşil mayo giyerken, en iyi tırmanışçı kırmızı mayo giyerken, yarışma hakemleri tarafından 25 yaş altı en iyi bisikletçi ise beyaz mayo giymeye hak kazanır. (Kaynak Adres)  


Bu teknik bilgilerden sonra izleyici olarak bizleri bekleyen taraflarından bahsedelim. Avrupa'nın en güzel coğrafyasının içerisinde yapılan bu yarışları izlemek oldukça keyiflidir. Nereden izleyeceğinizi merak ediyorsanız, şu günlerde eurosport - rai tv - zdf gibi kanallara göz atabilirsiniz. 


1903'ten beri yapılan bu spor şöleninden bir kolaj.

Bu organizasyondan bahsetmişken bu zorlu yarışı en çok kazanan yarışçıdan bahsetmemek olmaz. Lance Armstrong 7 kez üst üste bu yarışı kazanmış olan bu sporcu aynı zamanda kansere karşı verdiği mücadele ile milyonlarca hastaya yaşama sevinci kazandırmıştır. Kanser gibi baş belası bir hastalıkla mücadele ederken bile hayata küsmemiş, üstelik azmini artırarak 7 kez üst üste bu zorlu yarışı kazanarak yaşayan bir efsaneye dönüşmüştür. 


Son olarak, bu spora ülkemizde de ilginin artması için özellikle tv yayınlarının biraz daha artması gerektiğini düşünüyorum. Bu konuda TRT'ye daha büyük sorumluluk düşüyor. Çünkü devlet kanalı olma özelliği olan TRT'nin başlangıçta reyting kaygısı duymadan bu büyük organizasyonların yayınlarını sosyal sorumluluk çerçevesinde vermesi gerektiğini düşünüyorum. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder